Ülkemizde ve
dünyada milyonlarca hayranı olan Nobel Ödüllü Orhan Pamuk’un unutulmayacak
eseri ‘Masumiyet Müzesi’ Beyoğlu’nda sevenlerinin ziyaretini bekliyor.
Masumiyet Müzesi, Orhan Pamuk’un
önemli eserlerinden biri olan Masumiyet Müzesi isimli kitabından esinlenerek
oluşturulmuş bir müzedir. Pamuk’un hayatından izler taşıyan kitap, yaklaşık 10
yıllık bir emeğin ürünüdür. Yazar kitabı yazma aşamasında müzecilik ve
müzecilik tarihi ile ilgili derin araştırmalar yapmış ve ülkemiz başta olmak
üzere Asya ve Avrupa’da birçok müzeyi gezmiştir. Yazar romanında da aşkının
eşyalarını sergileneceği bir müze açacağına dair bilgi bulunmaktadır. Pamuk,
müzenin yerini kitapta Füsun’un yaşadığı yer olarak tarif ettiği yerde açmış ve
müzenin haritadaki yerini de kitabın son sayfalarında kroki olarak vermiştir. Kitapta
müzeye ücretsiz giriş için bir de bilet bulunmaktadır.
Kitabın ismi sevdiği kıza ait
olan ve onun dokunduğu her şeyi müze olarak yaratan bir adamın aşk hikâyesi
anlatılmaktadır. Kitapta anlatılan aşk hikâyesi oldukça etkili. Fakat kitabın
isminde yer alan masumiyet kelimesine romanda rastlamak pek mümkün değil çünkü
kitapta aşk dahil olmak üzere masum olan hiçbir şey yok.
Kitap bizi 70’li yıllara götürüyor
ve Sibel ile mutlu bir ilişkisi olan tekstil zengini bir ailenin çocuğu olan
Kemal’in yoksul akrabalarının kızı Füsun’a olan aşkını bir saplantı haline getiren
ve yıllarca ona kavuşma hayalleri ile bir divane gibi yaşayışının hikayesini
anlatıyor.
Kemal
aşkından divaneye döner. Zamanında Füsun’un değerini bilemez, onu kaybettikten
sonra da Füsun bir başkasıyla evlenir. Kemal, yıllarca misafir olarak Füsunların
evlerini ziyaret eder ve her ziyarette Füsun’a ait bir eşyayı gizlice alıp,
Füsunla güzel anılarının olduğu eve getirip biriktirir.
Tüm bu ziyaret ve çabalara rağmen
Füsun’dan ilgi ve karşılık göremez. Fakat Kemal pes etmez, her şeyden vazgeçer
ve Füsun’a yakın olma hayattaki tek gayesi olur. Füsun’un içtiği sigaraların
tam 4213 adet izmaritini toplar.
Kitaptaki bu aşk Nazan Öncel’i de
çok etkiler ve ‘Canım Benim Nasılsın’
adlı şarkı bestelerken ilham kaynağı olur. Romanın geneli Kemal’in bakış açısı
ve gözünden aktarılır. Yazar kitaptaki olayların geçtiği dönemi gerçekçi bir
dille anlatışı okurları daha da fazla etkisi altına alır. Yazar, okurlarını
1975’li yılların İstanbul’una götürür.
Romanın
bir diğer önemli özelliği de Kemal ile Füsun’un aşkı ön planda tutuluyor gibi
dursa da yazar, dönemin sosyolojik bilgileri, yaşayış tarzı ve özelliklerine de
değinmesidir.