İletişim
teknolojinin gelişmesiyle birlikte mahremiyet algında büyük bir değişim
yaşandı. Sosyal medyayla insanların özel alanları bir gösteriye dönüştü.
Her toplumun örf ve adetlerine göre şekillendirdiği
bir takım soyut/somut bir takım kurallar
vardır. Bu kurallar, ait olduğu toplumda nesiller boyunca aktarılarak
devamlılığını sürdürür. Toplumu oluşturan bireylerinde kendi özel hayatlarında
benimsediği bir takım kurallar vardır. Bu kurallar da kişide mahremiyet
algısını yaratır. Toplum bu kurallar çerçevesinde hayatını belirli bir düzen
içerisinde sürdürür. Mahremiyet algısı da bu kurallardan biridir. Başka
insanların görmesini, bilmesini,
duymasını ve anlamasını istemediğimiz, bize ait olan fiziksel, düşünsel,
sosyal, duygusal ve değersel her şey
mahremiyet kapsamında yer almaktadır. Mahremiyet algısı kişiden kişiye ve
toplumdan topluma değişir. Tüm İnsan hakları içerisinde mahremiyet kavranması
ve tanımlanması en zor alandır. Amerikalı Kamu Hukuğu Profesörü Alan Furman
Westin’e göre, “mahremiyet bireylerin, grupların veya kurumların kendilerine
dair bilgilerin ne zaman, nasıl ve ne ölçüde diğerlerine aktarılabileceğini
kendilerinin belirleme hakkıdır”. Mahremiyet otonomi hakkıdır.Mahremiyet
kavramı üç özelliğe sahiptir. Bunlar mekansal mahremiyet, kişi mahremiyeti ve
bilgi mahremiyetidir. Birincisi, kişiyi çevreleyen yakın fiziksel alanı
korumayı, ikincisi kişiyi haksız müdahalelere karşı korumayı, üçüncüsü kişisel
verilerin toplanma, saklanma, işlenme ve dağıtımının nasıl yapılacağını veya
yapılmayacağını kontrol etmeyi savunmaktadır. Yeditepe Üniversitesi Sosyoloji
bölümünden Yrd. Doç. Dr. Banu Reisman Koçer’ de mahremiyetin algısının neden
değiştiği, nasıl değiştiği ve bu değişimde nelerin etkili olduğun ile ilgili bize görüşlerini anlattı.
Mahremiyet
nedir?
Özel hayatı ilgilendiren her şey diye geniş bir
tanım yapılabilir. Mahremiyet kişiden
kişiye değişen bir düşüncedir. Özel hayat algısında bazı insanların sınırları
daha dar bazılarının ise geniş olabilir.
Mahremiyetin
toplumumuzdaki yeri ve önemi nedir?
Toplumsal açıdan düşününce akla ilk gelen öncelikle
aile hayatının mahremiyetidir. Çünkü mahremiyet düşüncesi burada gelişmeye
başlar. Toplum açısından olmazsa olmazdır. Birey içinde geçerlidir bu elbette.
Her bireyin kendi sınırlar yani mahremiyeti olmalıdır. Toplum mahremiyet anlayışımıza
da şekil veren önemli bir etkendir. Mesela muhafazakar bir toplumda yaşadığımız
için kamusal bir alanda kıyafetlerimiz alışagelmişin dışında olduğu zaman
dikkat çekmektedir. Bu yüzden çoğu insan
giyim tarzını buna göre belirlemektedir. Dukheim’ in bu konuyla ilgili bir sözü
vardır. Bir toplumsal kuralın önemini anlayabilmek için, o kuralın ne
olduğundan yola çıkmak yerine kuralın ihlali halindeki tepkilerden
ölçebilirsiniz toplumun ne kadar değer verdiğini kurallara. Mahremiyette
bununla ilgili bir şey.
Toplumumuzda
benimsenen mahremiyet anlayışı zaman içerisinde değişime uğradı mı?
Evet değişime uğradı. Aslında siyasi boyut önemli
bir etken bu değişimde. Bizim bireysel olarak sadece mahremiyet değil herhangi
bir konuda toplumu da ilgilendiren konulardaki algılarımız siyasetin
belirlediği kurallarla da değişime uğruyor. Dolayısıyla siyasi iktidarın
ideolojisi doğrultusunda getirdiği kararlarda toplumu anlayışını
etkilemektedir.
Bu değişimin temel nedenleri nedir ?
Başka kültürlerle iletişim ve etkileşim, sosyal alanlarımızın genişlemesi
algımızın değişmesinde en temel etkendir.
Mahremiyetin
değişimi bireylerin özel hayatını ve psikolojilerini ne yönde etkiliyor?
Durduğumuz yere göre
değişir. Mesela Bir toplumda mahremiyetin yeteri kadar önemsenmediğini düşünen
bir birseniz o yönde siyasi bir iktidarın gelip mahremiyet alanını daralttığı
veya arttırdığı siyasi bir konjontür
içerisine giriyorsanız bulunduğunuz duruma göre değerlendirirsiniz. Ya
sizi rahatsız eder
yada olması gereken buydu zaten geç bile
kalındı düşünebilirsiniz. Yani bireyin
kendi duruşuna göre cevapta farklılaşır. Kısıtlanmış hissedenlerde olur kendini
mutlu hissedenlerde olur.
Sosyal
medyanın bireyin mahremiyeti üzerinde etkisi var mıdır?
Elbette var ama çokta radikal bir bir değişim
yaratmaz çünkü insanlar kendi sınırlılıkları içerisinde paylaşacaklarını
paylaşır yine. Buda bireyden bireye değişir. Çünkü sosyal medya kullanıcıları
da seçici davranıyorlar. Hangi sosyal medya kanalı kendileri için uygun yada
kendilerini rahat hissediyorlarsa onu tercih ediyorlar. Ama o dünya içerisinde
de daha geniş konjontürden etkilenip de bir açılma yada daralma söz konusu
olabilir.
Popüler
kültürün bu konudaki rolü nedir ?
Popüler kültürü şekillendiren yine siyasettir.
Popüler olan yarında popüler olmayabilir çünkü hakim ideoloji tarafından
şekillendirilip ittirilip ekilebilen bir alan. Popüler kültür dediğimiz şey
sabit değil çünkü. Ama açıklık olduğu ölçüde, özellikle ergenlik dönemindeki
bireyler üzerinde etkisi daha yüksektir. O dönemdeki bireylerin ilk kez kendi
aileleri dışındaki kamusal alana açılma dönemleri, kendi ailesinden
aldıklarının dışına çıkmasından dolayı daha etkilidir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.