Geleneksel Türk
içeceği olan Boza, hem soğuk kış gecelerimizi ısıtıyor hem de soğuğa karşı bizi
koruyor.
Fermantasyon çok eski yıllardan
beri uygulanan bir gıda üretim ve koruma yöntemidir ve ilk olarak 6 bin yıl
öncesi, bereketli Hilal Bölgesi olarak adlandırılan Mezopotamya ve doğu Akdeniz’de
tesadüfen keşfedilmiştir.
Fermente yiyecek ve içecekler
bakteri, maya ve mantarlar gibi mikroorganizma aracılığı ile üretilir. Başlıca fermente
içecekler Boza, Kefir, Bira ve Kımız’dır. Boza ilk olarak Orta Asya Türkleri
tarafından 9 bin yıl önce yapılmaya balanmış en eski Türk içeceği olarak
bilinir. Dünya coğrafyasında Türklerin yoğun olarak yaşadığı Anadolu, Balkan
ülkeleri, Kırım, Kafkasya, Türkmenistan ve bazı Arap ülkelerinde 11.yy’dan beri
hazırlanmakta ve tüketilmektedir.
(iyifikir)
Mısır ve Kuzey Afrika
sahillerinden tüccar gemileri ile Batıya, Hazar Denizi’nden de Kafkas ve Çin’e
kadar ulaşır. Boza nemli bir ortamda diyastas enzimlerinin şekerlenme süreci
ile ortaya çıkar. Havadaki yabanı maya ile birleşince de fermantasyon süreci
hızlanır. Aslında baktığımız zaman bu süreç birebir alkol üretim sürecidir. Bozadaki
alkol oranı sirke ve keyif gibi ürünlerden fazla değildir.
Bozanın dünyaya yayılması ilk
olarak Türk göçleri ile gerçekleşti. Bozanın
hammaddesi darı, buğday, mısır, pirinç ve arpadır. Tarihsel süreçte kullanım
alanı genişleyen boza Selçuklular zamanında da sevilerek içilmiş, bu dönemde
darı veya arpadan imal edilen bozaya ‘Bekni’ adı verildi ve olup olgunlaşması
içinde testilerde muhafaza edildi.
(beyaztarih)
Boza en parlak dönemini Osmanlı zamanında yaşadı ve en büyük zanaatlarından
biri haline geldi.
18 yy’a gelindiğinde alkol içerdiğinden yasaklanmış
ve üretimde düşüş yaşanmıştır. Geçmişte boza bu anlamda insanoğlunun sudan
sonra en çok tükettiği içecek oldu. İnsanoğlunun tarım safhasına geçmesi
binlerce yıllık bir süreç olduğundan boza ve türevleri bu zamanla birlikte
ilerlemiştir.
Vefa Bozacısı
Ülkemizde boza üretimi ve satışı
konusunda akla ilk gelen Balkan kökenli Vefa Bozacısıdır. Vefa bozacısını
kuran, Prizren kentinden 1870 yılında İstanbul’a göç eden Hacı Sadık Bey’dir.
Prizren’de de bozacılık mesleğini icra eden Hacı Sadık Bey, İstanbul’da da mesleğini
seyyar olarak devam ettirdi. Sadık Bey’in bozasının çevrede çok tutulması ile
kardeşi Hacı İbrahim Bey’de İstanbul’a geldi ve iki kardeş, Vefa semtinde bir
dükkan satın alarak tarihi Vefa Bozacısını açmışlardır.
Mustafa Kemal Atatürk'ün Boza Bardağı
Hacı Sadık Bey ve Hacı İbrahim
Bey ortaklıklarını, Hacı Sadık Bey’in 1930 yılında ölümüne kadar sürdürdü. Hacı
İbrahim Bey’in 1944 yılında ölümünden sonra da şirketin yönetimi iki kardeşin çocukları tarafından sürdürüldü. Şirketin
günümüzdeki yönetim kurulu başkanı Hacı Sadık Bey’in torunu Sadık Vefa’dır.
Bozanın Faydaları
Nelerdir?
Boza, demir, fosfor, niyasin,
sodyum, A, B1, B2 ve E vitaminleri yönünden oldukça zengindir.
İçerisindeki vitaminler nedeni
ile daha çok sporcular tarafından tercih edilen boza, enerji veren bir içecek
türüdür. Anne sütü arttırıcı özelliği ile bilinen boza grip, nezle ve soğuk
algınlığı gibi hastalıkların ardından vücudun kendisini toparlamasına yardımcı
olur ve vücut direncini arttırır. İçerisindeki maya sayesinde midedeki
yanmaları giderir, hazmı kolaylaştırır. İçerdiği B vitamini zihinsel aktiviteleri
destekler, zihni açar ve zihin yorgunluğunu giderir. Soğuk havaların neden
olduğu boğaz enfeksiyonları ile öksürüğün tedavi edilmesine yardımcı olur. Son yıllarda
yapılan araştırmalar neticesinde kanserojen maddelerin vücutta oluşumunu
engelleme üzerinde de olumlu etkileri olduğu görülmüştür. Yağ oranı ise
neredeyse sıfıra yakındır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.