16 Aralık 2018 Pazar

SADİZM


   (sergioperea)
 Marquis De Sade 

Sadizm kavramı, topluma aykırı düşünce ve hayat tarzı ile özgürlüğün en uç noktalarını savunan aristokrat ve yazar Maruis De Sade’nin adından türetildi.
Sadizm denildiğinde inşaların aklına pek hoş şeyler gelmez. Kırbaçlar, kelepçeler vb. şeyler bu kavramın özünü oluşturduğu düşünülse de, bu bir yanılgıdır. Sadizm acı çekmekten haz duymak anlamına gelmektedir. Başkalarına acı çektirerek zihnen doyum sağlayan kimselere de sadist denilmektedir.   Sadizm kavramı ilk olarak, sadizmin fikir babası Fransız aristokrat ve yazar Marquis De Sade’nin isminden türetildi. Sade, 1940 yılında soylu bir ailenin oğlu olarak dünyaya geldi. Asıl ismi Gaspard François’dir. Marquis ismini kullanmasının nedeni soylu bir aileden gelmesinden kaynaklanmaktadır.

Sade, 4 yaşında amcası Abbe De Sade’nin yanına gönderildi. Katolik rahip olan amcasının yanında dini eğitim aldı. Daha sonra Jesuit Lycee (erkekler okulu) gidip askeri eğitim aldı. Burada yazmaya ilgisi olduğunu farketti. 14 yaşındayken Fransız Ordusuna alındı ve ‘Yedi Yıl Savaşları’nda süvari sınıfının komutanı olarak görev yaptı. Savaşa olan bakış açısını ‘İnsanlar arasındaki en doğal hal savaş halidir.’ sözleriyle vurguladı.


  (retratosdelahistoria)
                 Lacoste Kalesi               
               
(phillhaber)
 Lacoste Kalesi


(foulonjm)
12yıllık askerlik döneminden sonra 1763’de evine geri döndü. Başlarda bir aşk adamı olan Sade, gönlünü zengin bir devlet adamının kızına kaptırdı. Kızın babası öncelikle ablasının evlenmesi gerektiğini düşündüğünden bu ilişkiyi kabul etmedi. Sade’de sevdiği kızın ablası Renee Pelagie De Montreuil ile evlendi. Evlilik sürecinde baka kadınlarla ilişkiler yaşadı. Yıllar içerisinde Sade ahlaka ve topluma düzenine aykırı bir hayat yaşamaya başladı ve Sade’nin takındığı kötü şöhreti unvanını da geçti. Birlikte olduğu fahişeler başta olmak üzere emrinde olan kadınlara ve erkeklere zalimce davranmaya başladı. Sade’nin hayatındaki ilk skandalı Rose Keller isimli bir kadını, Arcueil’deki şatosunda zorla alıkoyup, cinsel olarak hizmetkarı yapıp, fiziksel, cinsel ve psikolojik açıdan saldırılarda bulunması oldu. Rose Keller’in şatonun 2. Kat penceresinden kaçıp yetkililere sığınmasıyla olay açığa çıktı. Bunun neticesinde Sade, ilk kez hapse girme ihtimaliyle karşı karşıya geldi. Kayınvalidesi,  kralın mührünü taşıyan bir belge ile mahkemeye çıkmasını engelleyerek Sade’yi hapse girmekten kurtardı.

Bir süre sonra Paris yakınlarında yaşamaya karar veren Sade bu sefer de orada yaşayan fahişelere karşı cinsel saldırılarda bulunmaya başladı. Birlikte olduğu kadınlar, ilişki sırasında rahatsız edici davranışlardan dolayı Sade’den şikâyetçi oldu. Bunun üzerine Sade, birçok kısa tutuklar yaşadı ve sonrasında tekrar serbest bırakıldı. 1768 yılında Lacoste Kalesi’ne geri döndü.1772’de uşağı Latour ile afrodizyak olarak kullanılan kuduzböceği tozu ile insanları zehirlenmekten ve sodomi  suçlarından yargılandı. Yıl içerisinde ölüm cezasına çarptırıldı. Karısının kız kardeşini alarak İtalya’ya kaçtı. Bunun üzerine kayınvalidesi kralın mührünü Sade’nin tutuklanması üzerine kullanmasını sağladı.

 (saintjeandemaurienne)
              Miolans Kalesi              

         Sade ve uşağı 1772 yıllarının sonlarına doğru Miolans Kalesinde yakalandı ve tutuklandı fakat ay sonra tekrar kaçmayı başardı. Daha sonra kendisine suç ortaklığı yapan karısının yanına gidip saklandı ve buradaki bir grup genç işçiyi kaleye hapsetti ve cinsel tacizlerde bulunmaya başladı. Hapsedilen işçiler kaçıp kaleyi terk ettiler ve şikayette bulundular. Bunun üzerine Sade tekrar İtalya’ya kaçmak zorunda kaldı.


 (Amazon)
Bu süre içerisinde İngilizceye hiç çevrilmemiş olan kitabı ‘Voyage d’Italie’ yi yazdı. Bir süre sonra tekrar Lacoste Kalesine geri döndü. Kalede çalışan birçok kıza tekrardan tacizlerde bulunmaya başladı. Hizmetçilerden birinin babasına olan biteni anlatmasıyla öfkeli baba Sade’yi öldürmeye kalkışır fakat silahın ateşlememesi üzerine Sade hayatta kalır.
Sade ölen annesini ziyaret etmek için tekrar Paris’e gitti ve burada yakalanıp tutuklandı. Chateau De Vincennes’de hapsedildi. Sade, idam edilmek için başvurularda bulundu fakat kabul edilmedi. Hapishaneden kaçmayı başarır ve yakalanıp tekrar tutuklanır.  Burada yazmaya tekrardan başlar ve birçok erotik yazılar yazar.

(listelist)
Sade, kitaplarında ve yazılarında da ahlakı, yasayı, dini öğretileri dikkate almadan aşırı özgürlüğü(hatta ahlaksızlığı) savunan ve en iyinin sadece zevk olduğunu düşünen temalar işlemeye başladı. Kişilerarası ilişkilerde insanın insansal yanı bir kez yitirildiğinde, neler olabileceğinin bilgisini verdi. Sade’ye göre;
Kişilerarası ilişkilerde insanın sahip olduğu onur bir yana bırakıldığında, ortaya çıkan yeni ilke kendi yararını koruma, sonuna kadar götürülecek olursa; zorunlu olarak ‘Sadizm’e varılır. Yani insandaki insansal olan tek şey doğaysa, doğrudan doğa nedenselliği insan türünün yapıp ettiklerini belirliyorsa, insan olmak cani olmayı da beraberinde doğal olarak taşır.  Eserlerinde ahlaksal eylemin belirleyicisi oalrak etik değerler değil de, iç güdüler ya da ‘koşullu buyruklar’ eylemin ilkesi yapılırsa neler olacağını anlattı. Aynı zamanda tiyatroya da ilgisi olan Sade, 1766 yılında Provence’deki Lacoste Kalesine tiyatro yaptırdı.
Başyapıtı olan ‘Les  120 Journées De Sodome’ (Sadom’un 120 Günü) isimli kitabını yazmaya başladı. 1874’de Vincennes hapishanesi kapatıldı ve Bastille’ye gönderildi. Nakil sırasında ederinin müsveddesi kayboldu ama Sade yazmaya devam etti.


2 Temmuz 1789’da hücresinden dışarı ‘Burada tutukluları öldürüyorlar’ diye bağırmasının üzerine Paris yakınlarında Charenton akıl hastanesine yatırıldı. Fransız Devrimi’nin gerçekleşmesinin ardından  birçok tutuklu gibi Sade’de serbest bırakıldı. Karısından ayrıldı ve eski bir oyuncu ile yaşamaya başladı. İhtilalden sonra da kendini politikaya adadı. 1803’de ailesinin desteği ile tekrar akıl hastanesine yerleştirildi.

(uk.rosier.pro)

 (piarrecardin)

(piarrecardin)
Çıktıktan sonra 1796’da Lacoste Kalesi’ni yaşadığı maddi zorluklardan dolayı satmak zorunda kaldı. Kalenin kalıntıları moda tasarımcısı ‘Pierre Cardin’ tarafından düzenlendi ve burada hala tiyatro festivalleri yapılıyor.

 (İdefix)

1801 yılında Napolyon Bonapart, Justine ve Juliette’nin anonim yazarını için tutuklama emri verdi. Sade, yayımcısının ofisinde tutuklandı ve yargılanmadan hapsedildi; ilk önce Sainte-Pélagie hapishanesinde kaldı ancak buradaki genç tutukluları baştan çıkardığı için katı kuralları olan Bicétre kalesine gönderildi.
1803 yılında ailesinin de desteği ile deli olduğu iddia edildi ve bir kez daha Charenton akıl hastanesine gönderildi. Eski eşi ve çocukları da onun burada kalmasını destekledi. Constance’ın Sade’yle birlikte Charenton’da yaşamasına izin verildi. Kurumun merhametli idarecisi Abbe De Coulmier, yazdığı oyunları sahnelemesi, Paris halkına sunması ve oradaki hastaları oyuncu yapması için Sade’yi yüreklendirdi. Coulmier’in psikoterapiye garip yaklaşımı pek çok tepki çekti. 1803 yılında yeni polis teşkilatı Sade’yi tek kişilik hücreye nakletti. Coulmier’in bu uygulamayı ılımlaştırmaya çalışmasına rağmen kağıt ve kalemden de yoksun bırakıldı. 1813 yılında Fransa Hükümeti Colmier’e bütün tiyatro etkinliklerini durdurmasını emretti.
1813 yılında devler Charenton’ın faaliyetlerini durdurunca Sade’de hastaneden ayrıldı ve hastanede çalışması vesilesiyle tanıştığı 13 yaşında bir kız çocuğuyla yeni ilişki yaşamaya başladı. 4 yıl süren ilişki, Marquis De Sade’nin ölümüyle son bulur. Öldükten sonra oğlu geniş kapsamlı çalışması Les Journées De Florbelle de dahil olmak üzere yarım kalmış, basılmamış tüm müsveddelerini toplayıp yakar.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.