(sergioperea)
Marquis De Sade
Sadizm kavramı,
topluma aykırı düşünce ve hayat tarzı ile özgürlüğün en uç noktalarını savunan
aristokrat ve yazar Maruis De Sade’nin adından türetildi.
Sadizm denildiğinde inşaların aklına
pek hoş şeyler gelmez. Kırbaçlar, kelepçeler vb. şeyler bu kavramın özünü
oluşturduğu düşünülse de, bu bir yanılgıdır. Sadizm acı çekmekten haz duymak
anlamına gelmektedir. Başkalarına acı çektirerek zihnen doyum sağlayan
kimselere de sadist denilmektedir. Sadizm kavramı ilk olarak, sadizmin fikir
babası Fransız aristokrat ve yazar Marquis De Sade’nin isminden türetildi.
Sade, 1940 yılında soylu bir ailenin oğlu olarak dünyaya geldi. Asıl ismi
Gaspard François’dir. Marquis ismini kullanmasının nedeni soylu bir aileden
gelmesinden kaynaklanmaktadır.
Sade, 4 yaşında amcası Abbe De
Sade’nin yanına gönderildi. Katolik rahip olan amcasının yanında dini eğitim
aldı. Daha sonra Jesuit Lycee (erkekler okulu) gidip askeri eğitim aldı. Burada
yazmaya ilgisi olduğunu farketti. 14 yaşındayken Fransız Ordusuna alındı ve ‘Yedi
Yıl Savaşları’nda süvari sınıfının komutanı olarak görev yaptı. Savaşa olan
bakış açısını ‘İnsanlar arasındaki en doğal hal savaş halidir.’ sözleriyle vurguladı.
(retratosdelahistoria)
Lacoste Kalesi
(phillhaber)
Lacoste Kalesi
(foulonjm)
12yıllık askerlik döneminden
sonra 1763’de evine geri döndü. Başlarda bir aşk adamı olan Sade, gönlünü
zengin bir devlet adamının kızına kaptırdı. Kızın babası öncelikle ablasının
evlenmesi gerektiğini düşündüğünden bu ilişkiyi kabul etmedi. Sade’de sevdiği
kızın ablası Renee Pelagie De Montreuil ile evlendi. Evlilik sürecinde baka
kadınlarla ilişkiler yaşadı. Yıllar içerisinde Sade ahlaka ve topluma düzenine aykırı
bir hayat yaşamaya başladı ve Sade’nin takındığı kötü şöhreti unvanını da geçti.
Birlikte olduğu fahişeler başta olmak üzere emrinde olan kadınlara ve erkeklere
zalimce davranmaya başladı. Sade’nin hayatındaki ilk skandalı Rose Keller
isimli bir kadını, Arcueil’deki şatosunda zorla alıkoyup, cinsel olarak
hizmetkarı yapıp, fiziksel, cinsel ve psikolojik açıdan saldırılarda bulunması
oldu. Rose Keller’in şatonun 2. Kat penceresinden kaçıp yetkililere
sığınmasıyla olay açığa çıktı. Bunun neticesinde Sade, ilk kez hapse girme
ihtimaliyle karşı karşıya geldi. Kayınvalidesi, kralın mührünü taşıyan bir belge ile mahkemeye
çıkmasını engelleyerek Sade’yi hapse girmekten kurtardı.
Bir süre sonra Paris yakınlarında
yaşamaya karar veren Sade bu sefer de orada yaşayan fahişelere karşı cinsel
saldırılarda bulunmaya başladı. Birlikte olduğu kadınlar, ilişki sırasında
rahatsız edici davranışlardan dolayı Sade’den şikâyetçi oldu. Bunun üzerine
Sade, birçok kısa tutuklar yaşadı ve sonrasında tekrar serbest bırakıldı. 1768
yılında Lacoste Kalesi’ne geri döndü.1772’de uşağı Latour ile afrodizyak olarak
kullanılan kuduzböceği tozu ile insanları zehirlenmekten ve sodomi suçlarından yargılandı. Yıl içerisinde ölüm
cezasına çarptırıldı. Karısının kız kardeşini alarak İtalya’ya kaçtı. Bunun üzerine
kayınvalidesi kralın mührünü Sade’nin tutuklanması üzerine kullanmasını
sağladı.
(saintjeandemaurienne)
Miolans Kalesi
Sade ve uşağı 1772 yıllarının
sonlarına doğru Miolans Kalesinde yakalandı ve tutuklandı fakat ay sonra tekrar
kaçmayı başardı. Daha sonra kendisine suç ortaklığı yapan karısının yanına
gidip saklandı ve buradaki bir grup genç işçiyi kaleye hapsetti ve cinsel tacizlerde
bulunmaya başladı. Hapsedilen işçiler kaçıp kaleyi terk ettiler ve şikayette
bulundular. Bunun üzerine Sade tekrar İtalya’ya kaçmak zorunda kaldı.
(Amazon)
Bu süre içerisinde İngilizceye hiç
çevrilmemiş olan kitabı ‘Voyage d’Italie’ yi yazdı. Bir süre sonra tekrar
Lacoste Kalesine geri döndü. Kalede çalışan birçok kıza tekrardan tacizlerde
bulunmaya başladı. Hizmetçilerden birinin babasına olan biteni anlatmasıyla
öfkeli baba Sade’yi öldürmeye kalkışır fakat silahın ateşlememesi üzerine Sade
hayatta kalır.
Sade ölen annesini ziyaret etmek
için tekrar Paris’e gitti ve burada yakalanıp tutuklandı. Chateau De Vincennes’de
hapsedildi. Sade, idam edilmek için başvurularda bulundu fakat kabul edilmedi.
Hapishaneden kaçmayı başarır ve yakalanıp tekrar tutuklanır. Burada yazmaya tekrardan başlar ve birçok
erotik yazılar yazar.
(listelist)
Sade, kitaplarında ve yazılarında
da ahlakı, yasayı, dini öğretileri dikkate almadan aşırı özgürlüğü(hatta
ahlaksızlığı) savunan ve en iyinin sadece zevk olduğunu düşünen temalar
işlemeye başladı. Kişilerarası ilişkilerde insanın insansal yanı bir kez
yitirildiğinde, neler olabileceğinin bilgisini verdi. Sade’ye göre;
Kişilerarası ilişkilerde insanın
sahip olduğu onur bir yana bırakıldığında, ortaya çıkan yeni ilke kendi
yararını koruma, sonuna kadar götürülecek olursa; zorunlu olarak ‘Sadizm’e
varılır. Yani insandaki insansal olan tek şey doğaysa, doğrudan doğa
nedenselliği insan türünün yapıp ettiklerini belirliyorsa, insan olmak cani
olmayı da beraberinde doğal olarak taşır.
Eserlerinde ahlaksal eylemin belirleyicisi oalrak etik değerler değil
de, iç güdüler ya da ‘koşullu buyruklar’ eylemin ilkesi yapılırsa neler
olacağını anlattı. Aynı zamanda tiyatroya da ilgisi olan Sade, 1766 yılında
Provence’deki Lacoste Kalesine tiyatro yaptırdı.
Başyapıtı olan ‘Les 120 Journées De Sodome’ (Sadom’un 120 Günü)
isimli kitabını yazmaya başladı. 1874’de Vincennes hapishanesi kapatıldı ve
Bastille’ye gönderildi. Nakil sırasında ederinin müsveddesi kayboldu ama Sade
yazmaya devam etti.
2 Temmuz 1789’da hücresinden
dışarı ‘Burada tutukluları öldürüyorlar’ diye bağırmasının üzerine Paris
yakınlarında Charenton akıl hastanesine yatırıldı. Fransız Devrimi’nin
gerçekleşmesinin ardından birçok tutuklu
gibi Sade’de serbest bırakıldı. Karısından ayrıldı ve eski bir oyuncu ile
yaşamaya başladı. İhtilalden sonra da kendini politikaya adadı. 1803’de
ailesinin desteği ile tekrar akıl hastanesine yerleştirildi.
(uk.rosier.pro)
(piarrecardin)
(piarrecardin)
Çıktıktan
sonra 1796’da Lacoste Kalesi’ni yaşadığı maddi zorluklardan dolayı satmak
zorunda kaldı. Kalenin kalıntıları moda tasarımcısı ‘Pierre Cardin’ tarafından
düzenlendi ve burada hala tiyatro festivalleri yapılıyor.
(İdefix)
1801 yılında Napolyon Bonapart,
Justine ve Juliette’nin anonim yazarını için tutuklama emri verdi. Sade,
yayımcısının ofisinde tutuklandı ve yargılanmadan hapsedildi; ilk önce Sainte-Pélagie
hapishanesinde kaldı ancak buradaki genç
tutukluları baştan çıkardığı için katı kuralları olan Bicétre kalesine
gönderildi.
1803 yılında ailesinin de desteği ile deli olduğu iddia edildi ve bir kez daha Charenton akıl hastanesine
gönderildi. Eski eşi ve çocukları da onun burada kalmasını destekledi.
Constance’ın Sade’yle birlikte Charenton’da yaşamasına izin verildi. Kurumun merhametli
idarecisi Abbe De Coulmier, yazdığı oyunları sahnelemesi, Paris halkına sunması
ve oradaki hastaları oyuncu yapması için Sade’yi yüreklendirdi. Coulmier’in
psikoterapiye garip yaklaşımı pek çok tepki çekti. 1803 yılında yeni polis
teşkilatı Sade’yi tek kişilik hücreye nakletti. Coulmier’in bu uygulamayı
ılımlaştırmaya çalışmasına rağmen kağıt ve kalemden de yoksun bırakıldı. 1813
yılında Fransa Hükümeti Colmier’e bütün tiyatro etkinliklerini durdurmasını
emretti.
1813 yılında devler Charenton’ın
faaliyetlerini durdurunca Sade’de hastaneden ayrıldı ve hastanede çalışması
vesilesiyle tanıştığı 13 yaşında bir kız çocuğuyla yeni ilişki yaşamaya
başladı. 4 yıl süren ilişki, Marquis De Sade’nin ölümüyle son bulur. Öldükten
sonra oğlu geniş kapsamlı çalışması Les Journées De Florbelle de dahil olmak
üzere yarım kalmış, basılmamış tüm müsveddelerini toplayıp yakar.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.