Etkili bir
toplumsal iletişim aracı olma özelliği taşıyan televizyon, günümüzde ilgi
sınırlarını toplumsalın ötesine genişleterek "küreselleşme" olgusunun
uluslararası taşıyıcısı / yayıcısı konumuna ulaşmıştır.
Kurumsal ve yapısal dönüşümü
hedeflemiş olan birçok yenilik, insanlık tarihinin son üç yüz yılında ortaya
çıkmıştır. Tarihsel bir kırılma ve toplumsal bir alt-üst oluşa neden olan bu
yeniliklerden biri de, insanın teknolojiyi keşfetmesidir. Teknoloji geçmişten
günümüze hızla ilerlemeler kaydetti ve hayatımızın hemen hemen her alanına
yayıldı. Bu durum hayat koşullarının, yaşam tarzlarının ve alışkanlıklarının
değişmesinde de önemli rol oynadı. Bugün teknoloji ile tanıştığımız ilk zamana baktığımızda her şeyin daha hızlı yol
aldığını ve bizim bir çok alışkanlığımızın da buna göre şekillendiğini
görüyoruz. Bu durum toplumsal yapının ve düşüncelerinin de üzerinde etkin bir
rol oynadı. Teknoloji, toplumun bakış açısını da toplumun yapısını da teknoloji
çağına göre şekillendirmeye başladı. Gerçekleşen bu yeniliklerle Türkiye
televizyonu da büyük bir değişime uğradı. Peki , nedir bu değişimler? Neleri
değiştirdi hayatımızda ya da toplumumuzda?
TRT’de yetişmiş ve bugüne gelmiş Çiğdem Tunç ve Korhan Abay’a Türkiye Televizyonunun
değişiminin sebeplerini sorduk.
TRT hayatınız ne
zaman ve nasıl başladı?
Tiyatrocuydum
ben. Tiyatro yapıyordum. Televizyondaki arkadaşlarımıza da skeçler filan
çekiyorduk. İlk televizyon hayatımız öyle başladı. Domates güzeli diye skeçler
çektik Ayşen Guruda ile birlikte. Bunlar çok popüler oldu komedi olduğu için
ondan sonra da sunucu olmak istediğimi fark ettim ve bir programda sunuculuğa
başladım sonrasında başka programlardan da teklif aldım ve böylece yürüdüm
gittim zaten.
Kariyer hayatınıza
TRT’nin özel bir katkısı olduğunu düşüyor musunuz?
O dönemde TRT’den başka bir kanal yoktu. İzlediğim bu yolun başlangıcıydı sadece. Eleştirdiğimizde olurdu ama şimdi ki zamana bakarsak o zaman baya bir devlet kurumuymuş.
O dönemde TRT’den başka bir kanal yoktu. İzlediğim bu yolun başlangıcıydı sadece. Eleştirdiğimizde olurdu ama şimdi ki zamana bakarsak o zaman baya bir devlet kurumuymuş.
TRT sizin için ne
ifade ediyor?
Türkiye
Radyo ve Televizyon Kurumu.
Eski dönem ile yeni
dönemi kıyaslayacak olursak TV değişime uğradı mı? Nedir bu değişimler?
Dünyada
her an her şey değişiyor. TRT de çok
değişti tabi. Bizim zamanımızda TRT ile ilişkilerimizin yoğun olduğu dönemlerde
hiçbir şekilde politik değildi. Politikanın ufak tefek etkileri her zaman olur
elbette. Önemli bir kitle iletişim aracına bütün iktidarlar bir şekilde girip
kendi lehlerine, kendi mesajlarını vermek için kullanmak isterler. Bugün ise
artık tamamen iktidarın kontrolünde ve tamamen iktidarın borazanını çalan
tarafsızlığını ve saygınlığını yitirmiş bir kurum halinde.
Eski dönem sunucu,
yapımcı ve programcıları ile yeni dönem sunucu, yapımcı ve programcıları
arasında fark mıdır?
Fark
elbette var. Dediğim gibi her şey değişiyor ve bunlarda değişti. Öncelikle
şimdiki zamanın teknikleri başka yani teknik donanımlar çok farklı. Bizim
dönemimizde teknik olanaklarımız daha sınırlıydı dolayısıyla sunucu olsun
oyuncu olsun ağırlıkla insan yeteneğine
daha fazla ağırlık verilirdi. Şimdi biraz daha farklı. Birçok şey çok daha kolay ve hızlı oluyor.
Eskiden çok daha ciddi çalışmalar yapmak gerekirdi. Biraz daha emek vermek
gerekirdi. Şimdide emek veriliyor ama bazı şeyler çok daha kolay. Değişen
teknoloji ve değişen dünya ile insanlar tüm imkanları sınırsızca kullanıyorlar.
Türkiye’ de özel
kanallar ile birlikte programlar ve izleyiciler nasıl değişime uğradı ?
- Popülist
bir değişime uğradı. Özel televizyonlar doğal olarak biraz daha reyting
bağımlısı ve reklam bağımlısı. Kanallar reklam almak zorunda çünkü para kazanmak zorunda. Elektrik paralarından,
televizyonlardaki satışlarda bandrol ücretlerinden payları olmadığı için tabi
halkın daha çok seyredeceği, reklam verenlerinde reklamlarını göstermek
isteyeceği bir mecra haline dönüşmek zorundaydılar. Dolayısıyla halkın daha çok
beğeneceği popülist diyebileceğimiz kaliteden ödün veren hem söylem olarak hem
içerik olarak bir anlamda sanatsal ve estetik kanallardan bağımsız yeni bir
üslup geliştirmek zorunda kaldılar. Bu da doğal tabi çünkü devlet televizyonu
olunca reklam gelse de olur gelmese de olur. Onun için daha istenilen kaliteli
programlar vardı. Mesela bizim zamanımızda Kaptan Kusto belgeseli vardı.
İnsanlar her hafta bunları seyrederdi ve çok şey öğrenirdi. Başka kanal
seçeneği de yoktu. Oda güzel bir programdı. Seyrettiriyordu kendini.
Televizyonda tiyatro diye bir şey vardı. Bizim daha önce oynadığımız oyunları
çekerlerdi. Kültürel ve sanatsal açıdan daha kaliteliydi.
Günümüzde bir çok
program yapılıyor ve bu programlardan bazıları çok eleştiri alıyor.
Eleştirilmesine rağmen aynı zamanda çokta izleniyor. Bunun sebebi nedir?
- Eleştirenler
ile izleyenler aynı değil aslında ama arada istisna bir kitlede yok değil. Ben
daha önce hiç izlemedim. Merak bile etmedim o yüzden net bir şey söyleyemem.
Günümüzde yapılan
programlar eski dönem izleyici kitlesinin tercihlerini değiştirdi mi?
- Dediğim
gibi dünya değişiyor, şartlar değişiyor ve elbette tercihler de değişiyor. Elbette
değişti. Tabi eski programlar, dizleri veya belgeselleri izleyen de var. Ama bu
soruya verilebileceğim cevapta başka seçenekleri olmayışı olur sanırım.
İzleyecek başka bir şey olmayınca elde olan izleniyor ve buda tercihlerin
değişmesine sebep oluyor. Kimi insan da benim gibi tamamen televizyondan kopuyor.
Ulusal kanalları ben hiç seyretmiyorum. Ofisimde genelde haber kanalları ve
belgeseller açıktır. Ama belgesel kanalları da maalesef o kadar kötü bir hale
geldi ki onlarda aynı popülizmi yapıyorlar. Eskiden bilgilendirici veya
tarihsel açıdan öğretici birçok şey olurdu ama artık maalesef farklı bir boyuta
geçildi ve belki de hiç izlenmeyecek şeylerin belgeselleri yapılır oldu. Mesela
History Channel dünya tarihine bakardı ama artık bu özelliğini yitirmeye
başladı.
TRT hayatınız ne
zaman ve nasıl başladı?
- Tiyatrocuydum
ben. Tiyatro yapıyordum. Televizyondaki arkadaşlarımıza da skeçler filan
çekiyorduk. İlk televizyon hayatımız öyle başladı. Domates güzeli diye skeçler
çektik Ayşen Guruda ile birlikte. Bunlar çok popüler oldu komedi olduğu için
ondan sonra da sunucu olmak istediğimi fark ettim ve bir programda sunuculuğa
başladım sonrasında başka programlardan da teklif aldım ve böylece yürüdüm
gittim zaten.
Kariyer hayatınıza
TRT’nin özel bir katkısı olduğunu düşüyor musunuz?
- O
dönemde TRT’den başka bir kanal yoktu. İzlediğim bu yolun başlangıcıydı sadece.
Eleştirdiğimizde olurdu ama şimdi ki zamana bakarsak o zaman baya bir devlet
kurumuymuş.
TRT sizin için ne
ifade ediyor?
Türkiye
Radyo ve Televizyon Kurumu.
Eski dönem ile yeni
dönemi kıyaslayacak olursak TV değişime uğradı mı? Nedir bu değişimler?
- Dünyada
her an her şey değişiyor. TRT de çok
değişti tabi. Bizim zamanımızda TRT ile ilişkilerimizin yoğun olduğu dönemlerde
hiçbir şekilde politik değildi. Politikanın ufak tefek etkileri her zaman olur
elbette. Önemli bir kitle iletişim aracına bütün iktidarlar bir şekilde girip
kendi lehlerine, kendi mesajlarını vermek için kullanmak isterler. Bugün ise
artık tamamen iktidarın kontrolünde ve tamamen iktidarın borazanını çalan
tarafsızlığını ve saygınlığını yitirmiş bir kurum halinde.
Eski dönem sunucu,
yapımcı ve programcıları ile yeni dönem sunucu, yapımcı ve programcıları
arasında fark mıdır?
Fark
elbette var. Dediğim gibi her şey değişiyor ve bunlarda değişti. Öncelikle
şimdiki zamanın teknikleri başka yani teknik donanımlar çok farklı. Bizim
dönemimizde teknik olanaklarımız daha sınırlıydı dolayısıyla sunucu olsun
oyuncu olsun ağırlıkla insan yeteneğine
daha fazla ağırlık verilirdi. Şimdi biraz daha farklı. Birçok şey çok daha kolay ve hızlı oluyor.
Eskiden çok daha ciddi çalışmalar yapmak gerekirdi. Biraz daha emek vermek
gerekirdi. Şimdide emek veriliyor ama bazı şeyler çok daha kolay. Değişen
teknoloji ve değişen dünya ile insanlar tüm imkanları sınırsızca kullanıyorlar.
Türkiye’ de özel
kanallar ile birlikte programlar ve izleyiciler nasıl değişime uğradı ?
-
Popülist
bir değişime uğradı. Özel televizyonlar doğal olarak biraz daha reyting
bağımlısı ve reklam bağımlısı. Kanallar reklam almak zorunda çünkü para kazanmak zorunda. Elektrik paralarından,
televizyonlardaki satışlarda bandrol ücretlerinden payları olmadığı için tabi
halkın daha çok seyredeceği, reklam verenlerinde reklamlarını göstermek
isteyeceği bir mecra haline dönüşmek zorundaydılar. Dolayısıyla halkın daha çok
beğeneceği popülist diyebileceğimiz kaliteden ödün veren hem söylem olarak hem
içerik olarak bir anlamda sanatsal ve estetik kanallardan bağımsız yeni bir
üslup geliştirmek zorunda kaldılar. Bu da doğal tabi çünkü devlet televizyonu
olunca reklam gelse de olur gelmese de olur. Onun için daha istenilen kaliteli
programlar vardı. Mesela bizim zamanımızda Kaptan Kusto belgeseli vardı.
İnsanlar her hafta bunları seyrederdi ve çok şey öğrenirdi. Başka kanal
seçeneği de yoktu. Oda güzel bir programdı. Seyrettiriyordu kendini.
Televizyonda tiyatro diye bir şey vardı. Bizim daha önce oynadığımız oyunları
çekerlerdi. Kültürel ve sanatsal açıdan daha kaliteliydi.
Günümüzde bir çok
program yapılıyor ve bu programlardan bazıları çok eleştiri alıyor.
Eleştirilmesine rağmen aynı zamanda çokta izleniyor. Bunun sebebi nedir?
Eleştirenler
ile izleyenler aynı değil aslında ama arada istisna bir kitlede yok değil. Ben
daha önce hiç izlemedim. Merak bile etmedim o yüzden net bir şey söyleyemem.
Günümüzde yapılan
programlar eski dönem izleyici kitlesinin tercihlerini değiştirdi mi?
-
Dediğim
gibi dünya değişiyor, şartlar değişiyor ve elbette tercihler de değişiyor. Elbette
değişti. Tabi eski programlar, dizleri veya belgeselleri izleyen de var. Ama bu
soruya verilebileceğim cevapta başka seçenekleri olmayışı olur sanırım.
İzleyecek başka bir şey olmayınca elde olan izleniyor ve buda tercihlerin
değişmesine sebep oluyor. Kimi insan da benim gibi tamamen televizyondan kopuyor.
Ulusal kanalları ben hiç seyretmiyorum. Ofisimde genelde haber kanalları ve
belgeseller açıktır. Ama belgesel kanalları da maalesef o kadar kötü bir hale
geldi ki onlarda aynı popülizmi yapıyorlar. Eskiden bilgilendirici veya
tarihsel açıdan öğretici birçok şey olurdu ama artık maalesef farklı bir boyuta
geçildi ve belki de hiç izlenmeyecek şeylerin belgeselleri yapılır oldu. Mesela
History Channel dünya tarihine bakardı ama artık bu özelliğini yitirmeye
başladı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.