(AlbuquerqueJournal)
Mata Hari: Yanlış
devirde doğmuş bir kadınım ben, hiçbir şey bunu düzeltemez. Gelecekte hatırlanacak
mıyım bilmiyorum ama şayet hatırlanırsam mağdur bir kadın olarak değil, cesur
adımlar atmış ve ödemesi gereken bedeli korkmadan ödemiş biri olarak hatırlanmak
istiyorum.
I. Dünya savaşı yıllarında bir
kadın, alışılmadık bir trajediyi dansı ve bedeniyle yazdı, ölümüne de
korkusuzca ve emin adımlarla yürüdü.
Hari: Yüksek hayallerin bedeli
her zaman yüksek olur.
(klimbim2014wordpress)
Asıl adı Margaretha Geertruida
Zella olan Mata Hari, 7 Ağustos 1876’da Hollanda’nın Leeuwarden kentinde
dünyaya geldi. İsmi Malay dilinde Şafağın Gözü, Hint dilinde Şafağın Gözbebeği
anlamına gelir. Babası Brahman sınıfından bir din adamı, annesi de bir
rakkaseydi. Kanda-Swany tapınağının mahzenlerinde küçük yaşlarından itibaren
Hari’ye kutsal danslar ve usuller
öğretildi. Baş rakkase, Mata Hari’de olağanüstü yetenekler sezdiği için onu
Tanrı Siva’nın hizmetine adamaya karar verdi.
Leyden şehrinde bir öğretmen
okulunda okudu. Okul müdürünün istismarına uğrayınca okulu bıraktı ve La Hayde’de
oturan amcasının yanına gitti.
Hari: Cinsellik
aşkla hiçbir ilgisi olmayan mekanik bir şey.
La Hayde’de gezintiye çıktı bir
gün şehirdeki yerel gazetelerden birinin ilk sayfasını okurken bir subayın
evlilik ilanını gördü ve bunu kurtuluş görüp onunla evlendi. Evlendikten sonra
bir müddet Endonezya’da yaşadı ve iki çocuğu oldu. Güzelliği ile oldukça dikkat
çeken Hari’yi eşi kıskanmaya başlayınca kurtuluş olarak gördüğü hayatı kabusa
dönmeye başladı. Bir gece La Hayde’ye giden bir trene binerek Fransız
Konsolosluğuna gitti.
Hari: Ben doğu
müzikleriyle dans eden klasik bir dansçıyım.
(parterrebox)
Kendi başına kalan ve paraya
ihtiyacı olan Hari, 1905 yılında hayatında büyük bir değişim gerçekleştirdi ve
öğrendiği dansı Paris salonlarında sergilemeye başladı. Cesur ve dayatmalara boyun eğmeyen bir kadındı
ve tavrını dansta da sergiledi. Ünü kısa sürede civardaki farklı Avrupa ülkelerine
kadar yayıldı. Dansını sergilemek için seyahat etmeye başladı.
Genç havacılar, askerler ve
zengin iş adamları ile birliktelikler yaşamaya başladı. Bu tavrı onun üzerinde
çeşitli şüphelerin toplanmasına sebep oldu fakat aleyhine en ufak bir delil
elde edilemedi. Bu durumda, Hari’nin sınır dışı edilmesine karar verildi. Emri yüzbaşı
Ladoux iletti.
Mata Hari, bu emre çok şaşırdı ve
ransa’ya bağlı olduğunu söyledi ve bu iddiasını ispatlamak için çok samimi
olduğu Alman veliahdı ve Brunsvik Duka’sından bilgiler edinerek fransaya
aktarabileceğini söyledi.
Ladoux bu teklifi kabul etti ve
Har önce İspanya’ya oradan da İngiltere’ye gönderildi.
(pinterest)
Fakat Mata Hari, İngiltere’ye
ayak basınca gizli haber alma servisi onu İspanya’ya iade etti. Aslında tüm bu
mizansen Hari için kurulmuş bir tuzaktı. Sonuç çıkmayınca geri gönderildi. Hari’nin
Fransız emniyet servisleri talimatıyla Brüksel’de temas kuracağı altı ajandan
biri tam o günlerde Almanlar tarafından yakalanarak kurşuna dizildi. Bunun üzerine
gizli haber alma servisi, Fransız ikinci şubesine yazdığı bir yazıda, Mata Hari’yi
Brüksel’deki bir ajanın idamından sorumlu tuttuğunu bildir. Fakat bu Hari’yi
yakalamak için yeterli bir delil olarak sayılmadı.
Madrid’te de Mata Hari’nin
davranışları şüpheleri iyice üzerine çekmesine neden oluyordu. Hari, Alman kara
ve deniz ataşelerine metreslik yapıyor ve tuhaf bir tesadüf eseri olarak tam o
günlerde Alman denizaltılarının batırdıkları müttefik gemilerinin tonajı da
birdenbire müthiş bir yekünü buluyordu.
Hari, 2 Mayıs 1917’de Paris’e
dönmeye karar verdi. Onun bu kararı vicdan huzuru içinde bulunduğunu ispat
edecek nitelikteydi. Dostları ona kararından vazgeçmesi için ısrar etse de Hari
kimseyi dinlemedi. Kendini suçsuz görüyordu. Neden korkacaktı?
(Fanpop)
Hari:
Tüm hayatım boyunca erkekleri kandırdım ama kandıramayacağım 12 erkek olacak:
idam mangası.
Fakat Mata Hari’nin Paris’e
hareket ettiği sıralarda Madrid Alman Ataşemiliteri Von Kelle, Hollanda’daki
Alman casusluk teşkilatı şefine bit telsiz göndererek H21 rumuzlu bir ajana
Paris’te Comptoir National d!Escompte aracıığıla 15 bin pezatlık bir havale
göndermesini bildiriyoedu.
Eifell Kulesi tarafından zapt
edilen bu mesaj açılınca, havale lehtarının Mata Hariye ait olduğu anlaşıldı ve
bunun üzerine Hari 13 Şubat 1917’de yakalandı. 24 Temmuz 1917’de 3 numaralı
Divan’-ı Harbe verildi ve 15 Ekim 1917’de kurşuna dizilerek idam edildi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.